"TARİH VE MEDENİYET MİRASIMIZ" KONFERANSI
Doğu Akdeniz Üniversitesi Kültür ve Tarih Kulübü bu seneki konferanslarına 4 Aralık Salı günü başladı. Muhtelif dergi ve gazetelerde birçok deneme ve araştırma yazıları kaleme alan, yurtiçi ve yurtdışında 500'e yakın konferans ve seminer veren, halen kalemle kelam arası yolculuğunu sürdüren araştırmacı yazar İbrahim Refik’in konuşmacı olarak katıldığı “Tarih ve Medeniyet Mirasımız” isimli konferans üniversitemizin Aktivite Merkezi Salonu’nda yaklaşık 400 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Konferansa saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlandı. Ardından Kültür ve Tarih Kulübü Başkan Yardımcısı Semih Çelik kulübü tanıtan ve düzenleyecekleri etkinlikleri açıklayan bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından araştırmacı yazar İbrahim Refik kürsüye davet edildi.
70 dakika süren konferans boyunca araştırmacı yazar İbrahim Refik dinleyenleri tarihin ana caddelerinden alıp ara sokaklarında dolaştırdı. Ağırlıklı olarak Osmanlı medeniyetinin işlendiği konferansta dikkat çeken bazı satır başları şöyle:
“… Doğu medeniyeti ile Batı medeniyetinin kesiştiği çok nokta olmakla beraber ayrıştığı noktalarda vardır. Her birinin kendine has orijinalleri vardır. Batı medeniyeti ile bizi ayıran temel kriterlerden bir tanesi de insan özelidir. Bakın dikkat ederseniz okuduğunuz gazetelerde, seyrettiğiniz filmlerde şunu görürsünüz; Batı da şahıslar titrleri ile anılırlar. Mareşal Hiddenburg, Kont Ojeni, Matmazel Noraliya… Yani önce unvanlar sonra isimler gelir. Unvanınız yoksa bir hiçsinizdir, aristokrat sınıfa dâhil değilsinizdir, hayatta gerçekten bir şansınız yoktur. Peki, bizim medeniyetimizde nasıldır? Ahmet Paşa, Hüseyin Efendi, Aliye Sultan... Yani önce insandır sonra unvandır. Çünkü insan olma şerefinin önüne hiçbir şey geçemez. Dolayısıyla insan olma unvanı bütün unvanların önünde gelir.”
“… Tarih bir ideoloji değildir. Tarih bir bilimdir, tarih bir disiplindir. Ve tarih biliminden istifade edebilmek için tarihi anlayabilmek için günümüzün anlayışına göre değil o dönemin anlayışına göre hareket etmemiz gerekiyor. O dönemin mantığını kavrayabilmeliyiz ki tarihi doğru anlayabilelim dolayısıyla bugünümüzü doğru anlayabilelim.”
“… Tanpınar’ın ifadesiyle ‘Tarih, bizim üzerine uzanıp yatacağımız bir hamak değildir.’ Tam tersine nasıl ki insan sağlam bir yere basıp oradan destek alıp, oradan kuvvet alıp hamle yaparsa tarih de Türk toplumu olarak bizim ayağımızı basacağımız, güç alacağımız, destek alacağımız ana dayanak noktamızdır.”
“… Uzun yıllar Türkiye’de kalan Mevlânâ ve Yunus uzmanı İtalyan müsteşrik Anna Masala’nın bir lafı var: ‘Siz Türkler hazine sandığının üstüne oturup dilenen dilencilere benziyorsunuz. Oturmuşsunuz hazine sandığının üstüne ama neyin üstüne oturduğunuzun farkında bile olmadan elinizi de açmışsınız ve her şeyi Batı dünyasından dileniyorsunuz.’ Oysa zahmet edip üzerine oturduğumuz hazineyi açsak bizim kendi geleneklerimizden, kendi kültürümüzden ve kendi inanç değerlerimizden kaynaklanan muhteşem bir zenginliğimiz olduğunu göreceğiz.”
“… Bizim atalarımızı dönemin çağdaşlarından ayıran temel kriterlerden biri de onlarda soylu sınıfın olmayışı daha doğrusu soylu sınıfın yok edilişidir. İnsan olmanız, liyakatli olmanız, zeki olmanız sizin istediğiniz ve hak ettiğiniz makama gelmenizi sağlar. Bu anlayış o dönemin şartları için mükemmel bir şeydir. Çünkü o dönemde Batı’da ne kadar zeki ve yetenekli olursanız olun eğer aristokrat bir aileye sahip değilseniz hayatta hiçbir şansınız yoktur. Ama Osmanlı da eğer iyi bir müzik zekanız varsa sistem sizi Itri yapabilir. İyi bir mühendislik zekanız varsa sistem sizi Mimar Sinan yapabilir. Hatta Sokullu gibi bir Hristiyan çocuk gelip devletin başına sadrazam yani başbakan olabilir. Bu yapı Osmanlı Devleti’nin kendine olan güveninin bir göstergesidir. Ve dolayısıyla bu Osmanlı’yı çağdaşlarından ayıran temel ve çok önemli kriterlerden bir tanesidir.”
Konferansın ardından Kültür ve Tarih Kulübü Başkanı Mustafa Tuğrul Yıldız araştırmacı yazar İbrahim Refik’e katılımından dolayı teşekkür plaketi verdi.
Ayrıca araştırmacı yazar İbrahim Refik, 4 Aralık akşamı Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde faaliyet gösteren DAÜ TV’de Kültür ve Tarih Kulübü Başkan Yardımcısı Semih Çelik’in hazırlayıp sunduğu Hayatın Renkleri adlı kültür-sanat programına da katıldı. Programın bu haftaki bölümünün konu başlığı ise “Osmanlı’yı Doğru Anlamak”tı.
DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN:
|