TÜRKÇE GİDERSE TÜRKİYE GİDER



"TÜRKÇE GİDERSE TÜRKİYE GİDER" 
BELGESELİNİN GÖSTERİMİ


      Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun ekim ayında Bilim+Gönül Yayınları'ndan piyasaya çıkan ve 2 DVD'den oluşan "Türkçe Giderse Türkiye Gider" adlı belgeselinin 2 saat 20 dakika süren ilk bölümü 29 Kasım Perşembe günü üniversitemizin Aktivite Merkezi Salonu'nda gösterildi. Aynı zamanda SPIKE etkinliği kapsamında olan belgesel gösterimine yoğun bir katılım yaşandı.

     Ağırlıklı olarak Türkçe'nin yozlaşması ve Türkçe eğitim konularının işlendiği belgeselde Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu tarafından dikkati çekilen bazı satır başları şöyle:

      “… Yabancı dil öğreneceğim diye kendi dilinizi rafa kaldıramazsınız. Amerika Kızılderililer'e, İspanya Güney Amerika'ya, Fransa'da Kuzey Afrika'ya yaptı bunu. Bu yöntemde maksat sömürgecinin dilini öğrenmektir."
 
      "... İki kutuplu dünya düzeni iki tarafında işine yarıyordu. Çünkü iki tarafta birbirlerini tehdit olarak gördüklerini söyleyip, silahlandılar. Bütçelerinin çoğunu silahlanmaya ayırdıklarını belli etmemek ve maruz göstermek için birbirlerini düşman gösterdiler. Böylece dünya imparatorluğu kurmak istediler. Daha sonra küresel kraliyetçiler komünizmi kurdu ve görevi bittikten sonra da yıktı. Komünizm yıkılınca Pentagon'da generaller birbirlerine şu soruyu soruyorlardı: 'Peki, şimdi düşman kim?' Kısa bir süre sonra yeni düşman icat edildi: Medeniyetler çatışması yoluyla Katolik Kilisesi ve Müslüman ülkeleri. Bunlar hedef gösterildiler ve düşman ilan edildiler. Maksat buraları da sömürgeleştirmekti."

      "... İngilizce birkaç yüzyıllık beş dilin kırmasıdır. Kuralı ve kaidesi olmayan bir dildir. Halk arasında kullanılan İngilizce'nin %60'ı Latince'dir. Ayrıca İngilizce'de yeni sözcük türetme yeteneği yoktur. Sözcük türetme yeteneği olan dillerin başında Türkçe gelir. Buna dilciler akronim derler. Böyle bir özellik dilbilimciler tarafından o dilin zayıflamakta ve hatta yok olmakta olduğunun bir alameti olarak kabul edilir. Mesela İngilizce tıp diye bir şey olmaz. Tıbbın %99'u Latince'dir. İngilizce konuşanlar tıbbın telaffuzunu ve imlasını bozar. Şimdi Türkiye'de İngilizce tıp moda ama!"

      "... Parlamento kelimesi İtalyanca kökenli bir kelimedir. Kelime manası boş laf üretilen yerdir. Bundan dolayı parlamenter diyeceğimize mebus veya milletvekili demeliyiz. Kabine kelimesi ise Batı dillerinde tuvalet manasına gelir. Bundan dolayı kabine diyeceğimize vekiller heyeti veya bakanlar kurulu demeliyiz. Bunları söylemek aşağılık duygusundan kaynaklanıyor!"

      "... Dil Devrimi amacından saptırılmıştır. Unutmayın ki devrimler toplumun kendine gelmesi için yapıldı, Batı'nın uşağı olmak için değil."

      "... Yabancı dille eğitimle ruhsuz bir hale getirilen toplumlarda kendi vatan topraklarını kendi elleri ile yabancılara teslim edeceklerin sayısı gittikçe artar."

      "... Hakiki Osmanlı Devri 1909'da II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi ile bitmiştir. Ondan sonra gelen İttihat ve Terakki bütün imparatorluğu dağıtmıştır. Oysa Sultan Abdülhamid sömürgeciliğin en yaygın olduğu zamanda bile denge siyaseti izleyerek Osmanlı'nın bir karış toprağını vermemiştir. Atatürk ile Sultan Abdülhamid'in siyaset anlayışları da bu bakımdan aynıdır."  

      "... Bir ülkede yabancı dille eğitim anaokuluna indikten bir nesil sonra o ülkenin dili yok oluyor. Ülkemizde de maalesef gidişat budur."


DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN:

         

 
www.dauktk.tr.gg
 


İnterneti genellikle hangi sebeple kullanırsınız?
İletişim kurmak (chat, msn, e-posta...)
Bankacılık işlemlerini gerçekleştirmek
Araştırma yapmak
Eğlence (oyun, bahis...)
Alış-veriş yapmak
Dosya indirmek
Haberleri takip etmek
Forum sayfalarına girmek
Diğer

(Sonucu göster)


HAFTANIN SÖZÜ
 
Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

(MUSTAFA KEMAL ATATÜRK)
TÜRKÇESİ VARKEN...
 
ABSÜRT ► SAÇMA
İZOLASYON ► YALITIM
DATA ► VERİ
FINISH ► BİTİŞ, VARIŞ
MONOTON ► TEKDÜZE
KONSENSUS ► UZLAŞMA
FULL ► TAM, DOLU
AMBİYANS ► HAVA, ORTAM
VERSİYON ► SÜRÜM, UYARLAMA
EKSTRA ► FAZLADAN
İMİTASYON ► TAKLİT
OPTİMİST ► İYİMSER
BİYOGRAFİ
 
HASAN DOĞAN (1956 - 2008)

Futbol Federasyonu'nun 14-15 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilen genel kurulda, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı seçilen Hasan Doğan, 1956 yılında Kastamonu'nun Abana ilçesinde doğdu.

İlk, orta ve lise tahsilini İstanbul'da yapan Doğan, 1979 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü bitirdikten sonra 1979-1980'de İngiltere'de lisan eğitimi aldı. 1981-1988 arası Koç Holding bünyesindeki Beldesan firmasında pazarlama koordinatörü olarak görev alan Doğan, 1988 yılında kurucusu olduğu Ramsey'in genel müdürlüğü görevini üstlendi.

Aysel Doğan ile evli olan ve Zeynep ile Selim adlı iki çocuğu bulunan Hasan Doğan, Ramsey Giy. San. Tic. A.Ş yönetim kurulu üyeliği, Gürmen Giy. San. Tic. A.Ş yönetim kurulu üyeliği, Kip-Teks Konf. İmalat Paz. San. Tic. A.Ş yönetim kurulu başkanlığı, Star Medya Yayıncılık yönetim kurulu üyeliği görevlerini yürüttü.

Doğan, Levent Bıçakcı'nın Futbol Federasyonu başkanı olduğu dönemde federasyonda başkan vekili olarak görev almıştı.

Hasan Doğan, 5 Temmuz 2008'de Bodrum'daki Torba beldesindeki Alkoçlar Otel'de, Türkiye Millî Futbol Takımı teknik direktörü Fatih Terim'le yediği yemeğin ardından kalp krizi geçirdi. Cankurtaranla Özel Bodrum Hastanesi'ne kaldırılan Doğan, cankurtaranda ve acil serviste yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

 
BUGÜN 11 ziyaretçi (14 klik) BURADAYDI !
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol